20 Kasım 2014 Perşembe

SAÇINIZI KESTİRMEDEN KAHKÜLLÜ OLUN



Ben kahkülü çok severim. Ayıptır söylemesi bana da yakışır. Ama bir müddet kullanınca hem sıkılıyorum  hemde o kahküller uzayınca şekil vermede zorlanıyorum.

Geçenlerde dolapları karıştırırken 5-6 sene önce milyoncudan alıp da sadece birkaç kere kullandığım sonrasında uçları keçeleşmiş postişlerim elime geldi. Napsam atsam mı ki  diye düşünürken kaldırdım koydum yine eski yerine. Kıyamadım işte…İyi ki  de atmamışım.



Doğumdan sonra saçlarım o kadar çok döküldü ki resmen yanlarım açıldı alnım da havaalanına döndü. Çok şükür birkaç ay sonra  dökülen saçlarım yeniden çıkmaya hatta uzamaya başladı. Ama o kısa saçlar şu an o kadar kötü görünüyordu ki nasıl kamufle edeceğimi şaşırmıştım. Derken aklıma eski postişlerim geldi. Kaldırdığım yerden çıkardım. Bir güzel kestim ve bingooo süper kahkül oldu. Kahkülden sıkılma derdi yok; uzayınca nasıl şekil vereceğim derdi yok. istediğim zaman kahküllü istediğim zaman kahkülsüzüm  artık.



Yaşasın geri dönüşüm.

19 Kasım 2014 Çarşamba

KOLAY BİR TULUM MODELİ


Bir yaz günü nerden aklıma düştüyse uzun zamandır ihmal ettiğim yüncümü göresim geldi. Yüncüye girer girmez bu tatlı yeşil yünler gözüme takıldı. Sarıkamış'ta çalışırken o kadar çok örgü örmüştüm ki epey sıkılmıştım. Büyük parça şeyler örmek istemiyordum . Ne örebilirim, ne ne hmmmm???
Derken aklıma  bir bebek  tulumu örmek geldi. İyi ama benim bebeğim yoktu ki. Olsun olmayacağı anlamına da gelmiyordu. Örer koyarım bir kenara olursa kendi bebeğime kullanırım olmazsa da hediye başka birisine veririm düşüncesiyle bu şirin tuluma başladım. Başladım ördüm bitirdim. üzerine 1 ay geçmeden SÜRPRİZZZZ Ervamın varlığını öğrendim. Kızım bugün 7,5 aylık ve ben bu tulumu onun varlığından bihaberken örmüştüm.Ama baksanıza ölçerek örsem bu kadar denk-getiremezdim herhalde. Her neyse gelelim tulumun modeline. Düz örgü ve lastik  örgü örmeyi bilen herkes bu şirin tulumu örebilir.


Tulumun Önü: 34 ilmekle 2 ters, 2 düz olarak 8 sıra lastik örün. Lastiğin üzerine 54 sıra düz örgü örün ve örme işlemini bırakarak ilmekleri şişte bırakın. Böylece ilk paçayı örmüş olacaksınız. 1 tane daha aynı parçadan örerek diğer paçayı da tamamlayın. İlmekleri kesmeden şişte bırakın. 2 parçayı da aynı şişe alarak 68 ilmekle örmeye devam edin. 2 sırada bir, örgünün ortasından 2 defa 1 ilmek eksilterek 66 ilmeğe düşün.
66 ilmekle, 66 sıra ters örgü örün. Tulumun askılı üst kısmı için, 8 sıra 2 ters, 2 düz lastik örüp kol oyuntusu için sağdan ve soldan 8′er ilmeği bir seferde kesin.
Kalan 50 ilmekle 20 sıra daha lastik örün. Yakayı açmak için 8 ilmek sağda, 8 ilmek solda bırakarak ortadaki 34 ilmeği bir seferde kesin. Yanlarda kalan 8′er ilmeği 16 sıra daha örerek askıları oluşturun.
Tulumun Arkası: Kol kesimi de dahil olmak üzere ön parçayla aynı ölçülerde örülür. Kol kesiminden sonra 24 sıra daha lastik örüp ortadaki 34 ilmeği kesin. Kol bantlarını 26 sıra daha örün ve bitirin.



İyi Günlerde Kullanın.

16 Kasım 2014 Pazar

KALÇA ÇIKIĞI VE PAVLİK BANDAJ

Benim küçük prensesim minik aşkım canım kızım Ervam. 9 nisan 2014 Çarşamba günü akşam 18:30 sularında dünyaya gözlerini açtı ve küçüçük dünyamızın kocaman neşesi oldu. Her sabah gözlerimi onunla açmak en büyük şükür sebebimdi.

Allaha şükür her şey yolunda gidiyor hiçbir problemimiz yoktu. İşitme testinden geçmiş, topuk kanı sonuçlarımız gecikmeli de olsa normal çıkmış, sarılık geçirmemiş, el muayenesinde de kalça çıkığı saptanmamıştı. Her şey yolunda gidiyordu. Sağlık ocağındaki ebemiz her seferinde kalça çıkığı muayenesi yapıldı  mı diye sorduğunda ben acemi anne ultrason çekiminden bihaber  doktorumuzun elle muayenesini kastettiğini düşünüp evet yapıldı yokmuş deyip geçiştiriyordum. Bu arada bilmeyenler için anlatayım el muayenesinde  kalça ve bacağın üst kıvrım bölgelerinde sağ ve sol bacak arasında farklılık olup olmadığına bakılıyordu.

1 ay, 2 ay, 3 ay derken günler su gibi akıp geçiyor, bebeğim gün geçtikçe hareketlenip cıvıl cıvıl sesler çıkarıyordu.3. ay rutin doktor kontrolümüzde doktorumuz yine kalça çıkığı için elle muayene edip kalça çıkığı yok ama içimiz rahat etsin ultrason çektirelim dedi. Doktorumuz yok dedi ya bir güven bir güven kızımı da alıp doğru ultrasonun yolunu tuttuk. Aman Allahım o da ne kalça da açı sapması yani gelişimsel kalça çıkığı var. Doktorumuz bizi ortopedi uzmanına yönlendirdi. Ortopedi doktorumuz 2 hafta çift bez kullanmamızı  söyleyip gönderdi bizi. 2 hafta sonra tekrar kontrole geldiğimizde hiçbir düzelmenin olmadığını öğrenince benim  başımdan aşağı bir kazan kaynar su döküldü. Doktorumuz pavlik bandaj kullanacağımızı söyledi ve işte bizim kalça çıkığı ve pavlik bandaj hikayemizde böylece başlamış oldu.

Bandajı 7/24 kullanacak sadece bez değişimi ve banyo esnasında çıkaracaktık. Erva çok hareketli bir bebekti. Bandajı taktık eve getirdik ayaklarını hareket ettirmek istedi ama pek başaramadı. Aslında nolup bittiğine pekte anlam veremedi ta ki gece olana kadar. Bandajda hareket kısıtlı ayaklar askıda hafif kalkık posizyonda duruyordu. Gece bebeğim artık hareket edemediğinin farkına varınca çığlık  çığlığa bağırmaya başladı. Oda oda geziyor, sevdiği şarkıları dinletiyor, emziriyordum ama o avazı çıktığı kadar bağırıyordu ve benim elimden hiçbir şey gelmiyordu. Gece bir noktadan sonra kızımla birlikte oturup bende ağlamaya başladım. Kardeşim fizyoterapist. Gecenin 3’ün de onu aradım. Bekir lanet olsun ben bu aparatı çıkaracam dedim. Abla sakın yapma bu bandaj en hafif tedavi yöntemi bak düzelmezse ilerde alçıya alırlar hatta ameliyat olur o daha mı iyi dedi 3-5 gün sık dişini  alışır dedi. Ağlayarak bağırarak tam 1 haftamız geçti ve bir haftanın sonunda bebeğim bandaja kısmende olsa alışmıştı. Ama bir problem vardı.Cıvıl cıvıl sesler çıkaran bebeğim ağlama dışında ses çıkarmamaya hiçbir şeye tepki vermemeye başladı. İşte o  an anladım küçük meleğim bize küsmüştü. 

Napabilirdim de bebeğimle tekrar barışabilirdim. Bez alma aralığını baya kısaltmıştım neredeyse saat başı bez değiştirme bahanesiyle  ayaklarını salıyor bi 5-10 dk tepinmesine izin veriyordum. Çok sıkılıp bunaldığında onu uzun yürüyüşlere çıkarıyordum. Mutfak balkonunun demirlerine eski anane usulü salıncak kurdum. Çok hoşuna gidiyordu. Salıncağında aralıksız 2 saat kadar uyuyodu ki bu bile büyük başarıydı. Çünkü uyku namına bir şey kalmamıştı artık bizde. Oyun halısını balkona çıkarıyorduk. Günümüzün çoğu balkonda geçiyordu ( tabi yaz olması büyük avantajdı). Böyle böyle tam  1 ayımız geçti ve kontrole  gittik. Büyük heyecan içindeydik. Ultrasonu çeken doktorun yüzüne bakıyor yüzünden mimiklerinden kendimce anlamlar çıkarmaya çalışıyordum. Neredeyse 3-5 dk süren ultrason nedense bana 3-5 yılmış gibi geldi ve SÜRPRİZZZZ açılar düzelmiş. MUCİZEEEE….1 ayda bebeğimin kalça çıkığı düzelmişti. Neredeyse sevincimden sarılıp öpecektim doktoru. Ama doktorumuz tekrar bir kayma olmaması için tedbir amaçlı bandajın 1,5 ay daha kalması gerektiğini söyledi. Ama ama hani düzelmişti. Buruk bir sevinçle ayrıldık hastaneden. 1,5 ay daha kalacaktı. Olsun bunada şükür düzelmişti ya…

Bandajı kullanmaya devam ediyorduk. Aradan 1 hafta 10 gün daha geçti. Erva’nın huysuzluğu yeniden başladı. Diş mi çıkarıyor hasta mı niye huysuz niye yine geceleri uyumuyordu. Derken bir gece bez değiştiriken fark ettim ki ayaklarını açtığım halde ayaklarını hareket ettirmiyor hatta istemsiz hareket ettirse canı yanıyordu.işte o an anladım. Bandaj takıldığında 3 aylıktı şimdi 4,5 aylık olmuştu ve boyu uzamıştı ama biz bunu düşünüp bandajın askılarını biraz uzatmayı akıl edememiştik. Askılar kısa kaldığı için iyice kasmış bebeğimin bacakları uyuşmuştu. İşin kötüsü doktor da bu konuda bizi uyarmamıştı. Bandajın askı uzunluklarını o anki boyuna göre ayarlayınca sorun çözüldü kuzucumunda uyuşukluğu  geçti ve rahatlamaya başladı. Artık iyice alışmış yavaş yavaş eski neşesine dönmeye başlamıştı. Bu defa da sokaktaki insanların tepkisi rahatsız edici olmuştu. Bebekte bir problem mi var. Kalça çıkığı var. Vahh yavrummm vahh kuzum nolcakkk şimdi. Resmen bebeğime sakat muamelesi yapmaya başladılar. Saatlerce laf anlatıyordum ama boşuna. Napim valla kim ne derse desin kim ne düşünürse düşünsün. Bu sıkıntılar bitecek benim bebeğim iyi olacaktı. Böylece 1,5 ayı da doldurduk.

Kurban bayramından önce arife gününe denk geldi kontrolümüz. Tekrar ultrason çekimimiz var. Doktor tamamen düzelmiş dedi. Ben sevinçten havalara uçuyorum. Ultrason sonucumuzu aldık, ortopedi doktorumuzun kapısının önünde bekliyoruz. Teyzenin biri sordu yine. Bebekte ne problemi var? Sevinçle cevap veriyorum. Kalça çıkığımız vardı ama düzeldi 1,5 ay daha taktık bugün aparatı çıkarmaya geldik. Utanmasam sevincimden teyzeyi bile öpecem. O durumdayım yani. Erva da aynı. Hissetimi ne. Her zamankinden daha mutlu. Sıra bize geldi girdik. Doktorumuz gayet güzel tamamen düzelmiş ama 1,5 ay daha takalım tedbir amaçlı dedi. Ama hani düzelmişti.ne gerek var. Meğer 7. ayda artık kalça kemikleşmeye başlıyormuş. O döneme kadar tekrar kayma olabilirmiş vs. vs. ağlaya ağlaya çıktım doktorun odasından. Ben ağlıyorum, Erva ağlıyor. Ağlaya ağlaya geldik eve.

Eşim biraz değişiklik olsun diye Ervayla beni Alanya’ ya kardeşimin yanına tatile gönderdi. Kendisi işlerinin yoğunluğundan gelemedi. 1,5 ayımızın bir kısmı Alanya da bir kısmı Antalya da bir kısmı da doğalgaz dönüşümü telaşıyla geçti.  Ertesi gün kontrolümüz vardı ama ondan önce sağlık ocağında rutin kontrolümüz vardı. Sağlık ocağındaki ebe bak bandaj çıkacak diye kendini şartlama yine çok üzülürsün. Kalça çıkığı kaçıncı ayda tespit edildiyse onu 2yle çarpıp 1 ekleniyor. O  kadar ay kalıyor dedi. Yani bizim 3. ayda tespit edildi. 3X2=6+1=7 ay takmamız gerekiyordu. Bizim daha 1ay+1,5 ay+1,5 ay= 4 ay olmuştu. Ne yani 3 ay dahamı takacaktık. Büyük bir çöküntüyle ertesi günkü kontrole gittik.. Artık 7 aylık olmuştuk ve ultrason yerine röntgen çekilecekti. Hiç durmadan dua ediyordum. Gergindim. Sekreter kıza, sıra bekleyen teyzeye, eşime hatta hiç suçu günahı olmayan kızıma bile sinirleniyordum. Röntgen çekildi. Doktorun yanına çıktık. Doktorumuz sonuçları inceledi. Tamamen düzelmiş. Artık bandaj kullanmamıza gerek kalmadı dedi. Mutluluktan ölecektim. 


 4 aylık sabrımızın meyvesini almıştık. Bebeğim kurtulmuştu. 3 aylıkken başlayan maceramız 7.ayda çok şükür bitmişti. Yaşıtları apalıyor benim kızım henüz dönemiyor bile ama olsun biraz daha fazla çabayla döneceğiz de, apalayacağız da, yürüyeceğiz hatta koşacağız. Zorlu bir süreci atlattık. Kalça çıkığı dünyanın sonu değilmiş. Biz şimdi çok mutluyuz.



Sevgiyle kalın.




15 Kasım 2014 Cumartesi

NUR TOPU GİBİ BİR BLOĞUM OLDU

Merhabalar
Ben Emine. Uzun zamandır yalnızlığıma yoldaş olacak dertlerimi sıkıntılarımı sevinçlerimi üzüntümü biricik kızımın adım adım büyüyüşünü gündelik hayatımı kayınvalide-elti çekişmelerimi dedikodularımı evde yaptığım nacızane el emeği göz nuru işlerimi paylaşabileceğim bir blog hayaliyle yanıp tutuşuyordum.

Şu kadar kişi beni takip ediyor ya da şu kadar kişi yorum yapmış gibi triplere girmeden sadece hayatımı paylaşmak sağlam dürüst dostluklar kurmak bir parça dertleşmek istiyorum. Kısacası Küçük Dünyamın  kapılarını açıyorum.